27 Ekim 2010 Çarşamba

Korkutan Bayram Halloween



Buradaki bayramların herkes tarafından hep beraber, giydiğiniz kıyafetten ev dekorasyonuna, hediyelerden çikolatalarına kadar tam detay kutlanmasına hastayım. Bu bayramlardan en eğlencelilerinden biri de bu Pazar kutlanacak olan Halloween(Ekim 31). Ülkemizde de her sene ittire ittire kutlanmaya çalışılan ama çalışıldıkça da daha da komik olan Halloween, burada sadece çocuklar için değil, genç yaşlı herkes için bir eğlence günü.



Bir ay öncesinden her zaman boş olan dükkanlara sadece Halloweene kadar açık olacak kostüm ve dekorasyon mağazalarının açılması, hali hazırda kostüm satan yerlerin her seneki alışıldık kostümlerin dışında o sene çok konuşulan TV starlarının da kostümlerini satması, ev dekorasyon dükkanlarının Halloween partileri için dekorasyon ürünleri, TVde (özellikle Halloween öncesi son hafta hemen hemen hergün) verilen değişik parti yemek tarifleri, içecek ve dekorasyon fikirleri, hemen hemen tüm çikolata markasının Halloweene özel hazırladığı büyük çikolata paketleri(kapınıza gelen çocuklara mutlaka çikolata vermelisiniz), bu haftaki bütün dizilerde bir Halloween konseptinin olması insanı daha da çok bu korkunç bayramı kutlamaya hazırlıyor. Burdayken yaşamaktan en çok eğlendiğim bir Amerikan geleneği olan(başka ülkelerde buradaki gibi yoğun yaşanmadığı için Amerikan geleneği olarak gördüm :)) Halloween'i herhalde oraya gelince özlerim, o yüzden burdayken giyebildiğim kadar saçma kostümle tadını çıkarmaya bakıyorum :)

Halloween'in öellikle ev dekorasyon ürünlerine bayılıyorum :


16 Eylül 2010 Perşembe

Merakla Beklediğim Filmler

Havalar soğukken en çok sevdiğim şeylerden biri sinemaya gitmek. Arka arkaya 3 filme bile gitmişliğim olacak kadar çok. Daha tam sonbahar geldi sayılmaz ama yavaş yavaş soğuk havanın geldiğini dışarı çıktığım hergün üzerime biraz daha kalın birşey mi alsaydım acaba düşüncesiyle daha da iyi anlıyorum. Soğuk ve yağmurlu sonbahar günlerinde en merakla gitmeyi planladığım filmler:


Ben Affleck, Mad Men'in meşhur Jon Hamm'ı, Hurt Locker'ın Jeremy Renner'ı ve herkesin favorisi Gossip Girl'in Blake Lively'sinin başrollerini paylaştığı "The Town", banka soygunu yapan 4 hırsızın heyecanlı hikayesi.


Michael Douglas'ın yıllar önce Charlie Sheen'le beraber oynadığı "Wall Street"in devamı olan film de Douglas'a Shia LaBeouf eşlik ediyor. Gene aynı heyecan gene aynı hırs ve entrikayla dolu olan filmi seyrederken muhteşem şehir görüntüleriyle New York'a tekrar aşık olacağız herhalde.

Hepimizin hergün kullandığı "Facebook"un hikayesi olan filmde "Facebook"u kuran Mark Zuckerberg'i Jesse Eisenberg oynuyor. Filmdeki bir diğer süpriz de Justin Timberlake.

En merakla beklediğim filmlerden biri olan "Stone"da Edward Norton, Robert DeNiro ve Milla Jovovich başrolu paylaşıyor. Hapisten çıkmak için karısının, dosyasının tahliyesine karar verecek olan memuru baştan çıkarmasını isteyen bir mahkümunun hikayesi, sonradan beklenmedik bir sona gelecek.

Lisedeyken birbirinden nefret eden iki kızdan birinin yıllar sonra diğerinin erkek kardeşiyle evlenmesini konu alan komedi filmi "You Again" erkeklerin çok hoşuna gidecek bir film olmasa da eminim kızları kendine çekecek.



Ben her ne kadar sevmesem de bu aralar sürekli reklamları yapılan üç korku filmini de buraya eklemeden edemedim. Renee Zellweger'in baş rolünde olduğu "Case 39" adlı filmle ilgili ilginç bir detay da filmin 2006 yılında çekilip 2008 yılında vizyona girecek olarak planlanıp, ancak bu sene vizyona girecek olması. Korku filmi severler bu filmleri takip etsin.

Son olarak da çok mükemmel bir film olacağını düşünmesem de bunca ünlü aktorün hatrına seyretmem gerektiğini düşündüğüm film "Red".Film de Bruce Willis, Morgan Freeman, John Malkovich ve Helen Mirren başrolde yer alıyor. Bunu okuduktan sonra eminim siz de benim gibi düşünüyorsunuz.

Ekim sonuna kadar beklediğim filmler bunlar. Şimdilik bu filmleri takibinize alın. Daha ilerki aylarda beklediğim filmleri size daha sonra yazacağım. Elinizden patlamış mısırınız, yanınızdan birlikte film seyretmekten hoşlandığınız sevdiklerinizi ayırmayın, iyi seyirler...

15 Eylül 2010 Çarşamba

Bu Aralar Buralarda.....

- Yeni çıkan Blackberry Torch - Blackberry kullanıcıların heyecanla beklediği, haftalardır reklamı yapılan Blackberry Torch sonunda çıktı.Çıkar çıkmaz da herkesin telefonlarını upgrade etmesine sebep oldu. Iphone 4'un aylardır her yerde olduğunu söylememe bile gerek yok, hala Apple mağazalarında bitmek bilmeyen kuyrukları mevcut.


- TV'de H&M reklamları - H&M korkunç yoğun şekilde reklam kampanyasına başladı. TV'de her reklam kuşağında bir tane H&M mankenin yer aldığı, ortalama 25 dolarlık ürünleri süper gösteren reklamlar gözümüze gözümüze sokulmakta. Allah'ım nasıl olurda elleyince bu kadar çirkin olan kumaşları bu reklamlardaki mankenler bu kadar güzel taşıyor, hayat bu kadar mı adaletsiz. "TV'de gördüm şahane, mağaza gittim amanın bu ne" şeklinde bir durum söz konusu

- Chanel Ojeler - Yazın başından beri herkesin elinde gördüğüm "Particuliere" renkli Chanel oje ve bu aralar her yerde rastladığım "Paradoxal" rengine yetişmeye çalışırken, hemen geçtiğimiz hafta sonbahar için yeni "Khaki" koleksiyonunu çıkardı Chanel. Hadi bakalım buna da yetişmeye çalışırken kış için sıra da ne çıkacak, kolay gelsin.


- Yeni sezon dizileri - Çok yakın zamanda başlayacak olan yeni TV sezonunda yer alacak bir sürü dizinin reklamı her gün kanalarda yer alıyor. Hepsinin birbirinden ilginç göründüğü reklamlardan hangi birini seyredeceğimi şaşırmış bulunuyor, yeni bir Lost, bir Heroes, bir Grey's Anatomy çıkarda dünyaca meşhur olur bende yanlış diziyle başlayıp kaçırırım diye endişelenmeden duramıyorum.

- Reed Krakoff Boxer II çanta - Bu çanta bu ay nerdeyse bütün dergilerde yer aldı, ve tabi ki yavaş yavaş herkes de bunu almaya başladı. Bu kış bu çantalardan herhalde daha çok göreceğim.


- The Girl With the Dragon Tattoo - Hala bitmedi hala bitmedi, bu kitabın popularitesi hala bitmedi. Aylardır en çok okunan kitaplar listesinde 1 numaralarda dolaşan kitabı okumayan nerdeyse okuma-yazma bilmiyor kabul ediliyor.

- Trader Joe's - Manhattan'da daha önce bir tane olan Trader Joe's marketi şimdi mantar gibi her yerde biter oldu. Konuştuğum herkes evinin yakına açılacak olan yeni bir Trader Joe's marketinin heyecanı içinde.


- J Brand "Houlihan" Skinny Cargo Pantolonlar - Yazın başında okuduğum bir haberde J Brand'ın en çok sattığı, Bloomingdale's gibi büyük department storeların binlerce ısmarladığı bu pantolon, havaların hafif soğumasıyla beraber gene herkesin üstünde. Yeşil, kahve ve açık mavi renkteki pantolonlar hem çok rahat hem de topuklularla spor şık bir hava veriyor, tabi çok büyük ihitmal başkalarıyla pişti olmayı göze alırsanız.


- New York Fashion Week - Artık önüm arkam sağım solum fashion, trend, hip, chic, party kelimeleriyle doldu. Bu haftanın bittiğine ne kadar çok seviniyorum, kelimeler yetersiz. Bu kadar "fashion"da artık "fashion" olmaktan çıkıyor bir bakıma.

9 Eylül 2010 Perşembe

Herkese İyi Bayramlar


Büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden, akranlarımın yanaklarından öpüyor, sevdiklerinizle hep beraber sağlık, mutluluk, neşe, huzur ve dostluk dolu, bol şekerli, çikolatalı ve tatlılı, kilo kaygısı olanlara bitter ve sütlü tatlılı bir bayram diliyorum :P

Internette bulduğum komik ama bir o kadar da benim için anlamlı bir bayram mesajıyla satırlarıma son verirken, hepinizin Şeker/Ramazan bayramını tekrar kutluyorum.

"Benim ömrümde ırmaklar vardır sularında hayallerimi yüzdürdüğüm, benim ömrümde sevdiklerim vardır bayramlar ayrı geçince üzüldüğüm"



PS: Resimdeki çikolatalar Godiva olup, üstteki resim favorim ve bu bayram hayır demeden rejim öncesi son kez yiyeceğim çikolata kaplı Cashewlardır. Tavsiye ederim :)

6 Eylül 2010 Pazartesi

Sokağımızın Köşesindeki Italya


Evimizin yan sokağında aylardır süren bir mağaza inşaatı, üstünde yazan tek şey ise "Italy is Eataly". Nerdeyse her gün önünden geçiyordum, her gün merak ediyordum. Koskocaman, bir sokak genişliğinde, bir bloğun nerdeyse yarısını kaplıyor. Yeni bir Italyan restoranı mı yoksa nedir derken meraklarımın cevabını bir kaç hafta önce aldım. İçeride İtalyan ürünlerinin satılacağı 6 tane küçük restoranın olacağı bir büyük kocaman Italyan marketi açılıyor haberleri her yerde yayınlanmaya başladı. Evimizin yan sokağına açılacağına mı sevineyim, yepyeni Italyan yemekleriyle tanışacağıma mı heyecanlanayım, peynirler, doğru düzgün zeytinyağlar, makarnalar, gelatolar gözlerimin önünde üşüşürken, o gün geldi çattı. Bu hafta Salı günü aylardır hepimizin beklediği Eataly marketimiz açıldı, vatanına milletine hayırlı olsun, buraya da bol vergi getirsin :)

Merakla içerisini kenardan köşeden haftalardır görmeye çalışan bir meraklı turşucu olan ben de tabi ki hemen ilk gününden koşa koşa Eataly'ye gittim. Amanın o da nesi, sanki İtalya'dayım. İçeri de yok yok, bir tek girişte vize sorulmuyor, içeride Amerikalı kadar da İtalyan nerede olduğunuzu unutturuyor. İtalyan tatlılarının olduğu pastanesi, gelato köşesi, esspresso cafesi, İtalya'nın farklı bölgelerinden gelen birbirinden çeşitli peynir reyonları, (benim en favorim) ev yapımı makarnaların hemen orada yapılıp satıldığı bir bölüm, deniz mahsulleri, et, pizza vs.. mini restoranları, ünlü İtalyan ev eşyaları markalarının bulunduğu bir bölüm, meyva ve sebze pazarı, Unicredit banka atmsi (çok komik o bile unutulmamış), hatta ve hatta İtalya'ya gitmek isteyenlere hemen orada hizmet veren turizm firma standlarıyla dolu dopdolu bir küçük İtalyan pazarı Eataly. En çok hoşuma giden şeylerden biriyse her ürün reyonunun üstünde ürünlerin İtalya'nın hangi bölgesinden geldiğiyle ilgili bilgilerin bulunduğu panolar.

İçerisi, ilk haftası olduğundan mıdır, yoksa Italyan yemeği yemezsem çıldırıyorum durumundan mıdır akıbetinin önümüzdeki haftalarda belli olacağı akıl almaz bir deli kalabalıkla doluydu. Bunun üzerine ben de hemen az da olsa ilk alışverişlerimi elim boş çıkmamak için yapıp, bir sonraki gelişime kadar "Ciao" diyerek Eataly'den ayrıldım. Evimize gelen misafir turist turlarıma kesin ekleyeceğim, keyifli, şirin ve dopdolu bir İtalyan olan Eataly'i yolu New York'a düşen Italyan yemeği meraklılarına şiddetle tavsiye ediyorum.